3 Eylül 2013 Salı

Izdırabın Türküsü

 
 İstersen git bir tanem ,ama ağlama sakın,
Bilirsin sonu budur acının, iftirakın.
Oysa ne hayallerle başlamıştık seninle
Tut ki ,bunlar benim son sözlerimdir, bir dinle:
Karanfili, yeşili, ılık bahar yelini,
Her şeyin en iyisi ve de en güzelini,
İstedim ki gönlümden koparıp ta vereyim,
Saadet bahçesinden sana güller dereyim.
Tarihlerin dilinden düşmeyen masal gibi,
Zümrüdankaya giden tatlı bir hayal gibi,
Varmak isteyip ancak, sensiz varamadığım
Takatsiz kollarımla bir an saramadığım;
Bahar gibisin yeşil, güneş gibisin, sıcak
Kapasan gözlerini tüm saatler duracak


Ne kuşlar uçuruldu masmavi ufuklarda,
Ne türküler yakıldı zambağa, doruklarda.
Hepsi yalnız bir şeye tutulmuşlardı;aşka
Fakat seninki farklı, fakat seninki başka,
Zamanla unutulur ve de biter sanmıştım.
Hiçbir şeye bu kadar sıkı bağlanmamıştım
Sokaklarda sen varsın, her köşe başında sen
Ne çok sevildin Mari, ne çok bir bilebilsen
Ben ki zalim Fırat’ın gözü yaşlı çocuğu,
Ben bir kara sevdanın sararmış tomurcuğu
Gözlerinde eridim, ey can, senin ,aylardır
Ey açar sandığım gül ,bu kaçıncı bahardır
Kaldır artık ne olur gözlerindeki süsü,
Kaldır ki bitiversin ızdırabın türküsü…
Sen varsın bahar gözlüm ,yazdığım her şiirde
Her şeyinle yalnız sen, sen varsın bu şehirde
Bu şehre her gelişim inan beni ağlatır
Çünkü burada her şey bana seni anlatır
Gitmem gerekir canım ,unutmak için seni
Bambaşka bir dünyaya ,her şeyiyle yepyeni
Yoksa seni unutmak imkansız biliyorum
Benliğime işledin ben şimdi anlıyorum
Yetmez sana yazsam da, övgü dolu bir gazel,
Gözlerin daha başka, sesin bir başka güzel.
Nazarında bir deli olduğumu sansan da,
Dedim ya sen Leyla’sın, leyla olamasan da…
 
Zeki Doğan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder