31 Aralık 2013 Salı

Düşünmeye değmez mi?


Biz, yaşlanmak için yeni yılı beklesek te unuttuğumuz bir şeyler var… Her an hayat apartmanımızdan bir tuğla düşüyor… Her esen rüzgar çatımızdaki kiremitlerden birini uçuruyor…
Her gün bize verilen 24 saatlik sermayeyi hoyratça harcadığımız gibi, her yıl bize verilen 365 günlük uzun vadeli krediyi geri ödemeyecekmişiz gibi çarçur ediyoruz…
Hiç ölmeyecekmiş ve dünyada ebedi kalacakmış gibi planlar yapıyoruz…Her gün onlarca olayla karşılaşmamıza rağmen, ölüm başta olmak üzere her türlü olumsuzluğu, kendimize değil, başkalarına yakıştırıyoruz…
Fani olduğumuzu, dünya denilen hanenin sahibi değil, misafiri olduğumuzu unutuyoruz… Unuttuğumuz için de, geçmiş günlerin muhasebesini yapacağımıza, gelmemiş ve geleceği de bizim için kesin olmayan günlerin hayali ile avunuyoruz…
Ve unuttuğumuz başka bir şey…
Adına ömür denilen ve bizim sandığımız şey bile bizim değil…Bize verilmiş bir emanet…Emanete sahip çıkıyor muyuz…Yarın emanet sahibi emanetini almaya gelince ne diyeceğiz…
Düşünmeye değmez mi?...

Zeki Doğan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder