14 Nisan 2014 Pazartesi

Dünya Sen’i Arıyor

 ” Kâinatın Efendisine “
selam sana ey yar

Hürmetine varolan şu koca kainatın
Yaydığı muştusun sen, asırlar öncesinden
Gönderdiği son nebi şanı yüce bir Zat’ın
Rahmet çiçekleriyle sonsuzluk bahçesinden.
Çok Nebilerce bile medhi edilen ey Nur
Sen necatı beşerin, varlık bilmecesinden
Kalmamışken zeminde ne saadet ne huzur
Sen kurtaranı Hakk’ın, batılın pençesinden
 
Sensizlik ateşleri yanıyor içimizde
Gönüllerde taht kurdu, saltanat kurdu adın
Yolunun kurbanıyız her şeyimizle bizde,
Bir deli sevda gibi kalbimizdedir yadın
Ey cemaline müştak gönüllerin sahibi
Al götür bizleri de, ki senin de muradın
Kaç zamandır yolunu gözlüyoruz ey Nebi
Gözümüzde yaşlarla çoluk, çocuk ve kadın


Ne varsa senin için ey göklerin yıldızı
Sen nurusun cihanın, dünya seni arıyor
Hicranın bağrımızda oldu bir acı sızı
Ve hergün biraz daha ruhumuzu sarıyor
Gidişinle ey Resul, bahara hazan düştü
Toprak sana muntazır yapraklar sararıyor
Semalara zulmetin bulutları üşüştü
Yetiş ey Nur u bedi ufuklar kararıyor
 
Ey sebeb-i hayatım, sensin başımın tacı
Gel ey Fahr-i Kainat yıllar geçti aradan
Bütün bir insanlığın yalnız budur ilacı
Tam öndört asır önce duyulan ses; Hira’dan
O ses ki bir nur gibi alemlere saçıldı
Ve onunla ayrıldı tüm beyazlar karadan
Dillerde aynı dua eller Hakk’a açıldı:
Ya Rab bizi ayırma, böyle bir dilaradan
 
Sana doğru yürüyor aşkla yanan gönüller
O mübarek sesini bütün dünya duyacak
Senin aşık-ı zarın olmuş şimdi bülbüller
Bir ömür boyu seni okuyor, okuyacak
Baş döndürüyor sevgin kehkeşanlara inat
İftirak ateşinle ne yıldızlar kayacak
Sensin dertlere derman, çöllere ab-ı hayat
Firakına insanlık haşre dek ağlayacak
 
Hakkı arayanların sen ebedi rehberi
Sen bizlere rahmeti, O Rahim-ü Rahman’ın
Nurun bir güneş gibi kapladı göğü yeri
Tecellisine mazhar sen ki binbir esmanın
Sen aşıklara maşuk sen canların cananı
Fazilet timsalisin ibret dolu her anın
Alemlerin rabbinden kullarına ihsanı
Sana şahid-i sadık getirdiğin fermanın
 
Kebaire bulanıp nedamet edenlerin
Kimler çare bulacak, sen olmazsan ahına
Senden meded bekleyen yaralı gönüllerin
Kim teselli verecek, esefkar eyvahına
Şefaat kıl ey Şef’i, asiyim günahkarım
Kabul eyle ne olur,al beni dergahına
Merhametin olmazsa nasıl nasıl çıkarım
Ebedi bir baharın sermedi sabahına
 
Sana meftun ve müştak dört bir yanda iklimler
Hiç solmayan bir gülsün hasretinle yanarız
Seni söyleyip durdu soranlara mevsimler
Gel ey mahbub-u kulub sensizlikten bizarız
Kur’an övüyor senin o güzel ahlakını
Biz de ölene kadar yoluna hizmetkarız
Cümle alem bir olsa ödeyemez hakkını
Bütün insanlık sana ebedi minnettarız.
 
Zeki Doğan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder